Ne olacak bu “çocuğunu” haczedenlerin hali?

Kanaatimce, bir anne/babanın çocuğu ile görüşememesinden daha fecaat olan şey, kendi çocuğunu haczetmek zorunda kalmasıdır. 
**************
Bilindiği gibi, boşanma kararı ile velayet hakkı taraflardan birine verilir. Kanun, velayet hakkı sahibine haklarla beraber bazı yükümlülükler de getirir. Türk Medeni Kanunu 324/1 göre “Ana babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür”.
Velayet hakkı kendisinde olan taraf, çocuğun diğer taraf ile görüşmesini zorlaştırır, yıldırır ya da engel olursa  velayet hakkı “mahkeme kararıyla” kendisinden alınabilir. Tabi bunun için çocuğuyla kişisel ilişkisinin zedelendiğini iddia eden taraf, aile mahkemesine başvurmalı ve iddiasını ispatlamalıdır.
Bir başka anlatımla diğer tarafın sürekli icra takibi yaparak kişisel ilişki kurmasına neden olan ebeveyn, velayet hakkını kaybeder. Yasa koyucunun bundan muradı, çocuğun diğer ebeveyn ile görüşebilmesini “güvence” altına almaktır.
*************
Ancak uygulamada, boşanmanın öfkesini içinden atamayan velayet hakkı sahibi kimi ebeveynlerin, karşı tarafa “ekonomik ve psikolojik bedel” ödetebilmek için kişisel ilişkiyi zedelediği ve icra marifetiyle çocuğu teslim ettiği vakalara sıkça rastlıyoruz.  
Velayet hakkının karşı tarafa verilmesine itirazı olmayan ancak çocuğu ile kişisel ilişki kurması “boşandığı eşi” tarafından engellenen ebeveynin yapabileceği tek şey var.
Kendi çocuğunu haczetmek!
İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre.
Hem de icra emrinde borçlu hanesine “velayet hakkı verilen tarafın adı”, alacaklı hanesine çocuğuyla görüşmek isteyen ebeveynin adı yazılarak. 
Her icra takibi için yapılacak 250 TL ye varan gideri, çocuğun haczi anında yaşanan gerginliği, kavgayı, gürültüyü de ilave edince, çocuğun yaşadığı “psikolojik işkenceyi” düşünmeye sıra bile gelmiyor.   
Çocuğu ile görüşmek isteyenlerin katlanmak zorunda kaldığı bu bedel, bir süre sonra “katlanılamaz ve sürdürülemez” bir hal aldığından, “ebeveyn” çocuk ile görüşmekten vazgeçmeyi tercih edebiliyor.  
Çocuğun her seferinde yaşadığı sistematik eziyet ise, bir süre sonra anne/babasıyla ilişkisini enfekte ederek, ebeveyne “yabancılaşmaya” kadar gidebiliyor.  (Çocukların psikolojisine “Uygulamanın Zalimlikleri” yazımda detayıyla değindiğimden yinelemiyorum.) 
Çocuğun haczedilmesinin, çocuk haklarıyla, insan haklarıyla, psikolojiyle, vicdanla bağdaşan bir yanı yok.  
Zaten bugüne kadar çocuğun haczedilmesini savunan kimseye de rastlamadım.
Artık, bu uygulamadan “vazgeçmeyenlerin” gerekçelerini duymak istiyoruz.
Anlatırlarsa belki anlayabiliriz.
Ya çocuğun haczedilmesinde ısrar edilmesinin makul, kabul edilebilir, anlaşılabilir, insan hakları, evrensel hukuk ve psikoloji ile bağdaşan bir gerekçesi açıklanmalı ,
Ya da uygulamadan rücu edilerek insani ve vicdani bir çözüm yolu bulunmalıdır!

Ankara, 9 Ekim 2014
Av.Seren Yıldız Öztürk

kaynak: http://www.kanalahaber.com/yazar/av-seren-yildiz-ozturk/ne-olacak-bu-cocugunu-haczedenlerin-hali-26907/

Yorumlar