mona rosa

Mona Rosa,siyah güller,ak güller;
Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah senin yüzünden kana batacak,
Mona Rosa,siyah güller,ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa
Mona Rosa,bugün bende bir hal var,
Yağmur iğri iğri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar

Zeytin ağacının karanlığıdır
Elindeki elma ile başlayan...
Bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
Sıcak ve minnacık yüzündeki kan,
Zeytin ağacının karanlığıdır...

Zaman çabuk çabuk geçiyor Mona,
Saat onikidir,söndü lambalar.
Uyu da turnalar gelsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
Zaman çabuk çabuk geçiyor Mona.

Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine;
Kiminin rengi ak,kiminin sarı.
Ah,beni vursalar bir kuş yerine!
Akşamları gelir incir kuşları...

Ki ben,MonaRosa,bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar...Su kenarında
Ki ben,MonaRosa,bulurum seni.

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa:
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza,
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyveler sabırla olgunlaşırmış,
Bir gün gözlerimin ta içine bak:
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk,bir garip,bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı,
Artık inan bana muhacir kızı.

Altın bilezikler,o korkulu ten,
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
Bir tüy ki,can verir bir gülümsemen,
Bir tüy ki,kapalı geceye,güne;
Altın bilezikler,o korkulu ten!

Mona Rosa,siyah güller,ak güller,
Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah,senin yüzünden kana batacak,
Mona Rosa,siyah güller,ak güller.

(1952,ilkbahar)

II-ÖLÜM ve ÇERÇEVELER

Bir lamba yanıyor,hafif ve sarı,
Garip bir yolculuk,tren ve Gülce.
Bir hançer bölüyor,ah,rüyalar;
Bir rüya,bir hançer,birel;ve ve ve..

Lambalar yanıyor,hafif ve sarı;
Gece kar yağacak sabaha kadar.
Toprakta et,kemik çıtırtıları..
Yarı ölüleri bir korku tutar
Değince bir taşa kafatasları
-Ölüler ki yalnız tırnakları var,
Ve yalnız burkulmuş diz kapakları..-

Bir lamba yanıyor,hafif ve sarı,
Açıyor ellerini göğe bir kadınUzuyor,
uzuyor altın saçlarıUğrunda ölünen güzel kızların...

Bir lamba yanıyor,hafif ve sarı;
Esmer delikanlı,hatıra ve kan.
Yeşil gözlü kızın hıçkırıkları
Sızıyor bir kapı aralığından,
Lambalar yanıyor,hafif ve sarı.

Lambalar yanıyor,hafif ve sarı;
Çocuklara açar mağaraları
Gün görmemiş kuşlar ve örümcekler.
İlan-ı aşk eden dil balıkları
Aşina suları çabuk terkeder..

Lambalar yanıyor,hafif ve sarı;
Bakıyor ateşe,küle böcekler.
Köpekler parçalar kanar yaraları,
Mektupları bir boz ağaç kurdu yer.
Baykuşlar ötüyor harabelerde;

Yaniyor Lambalar,hafif ve sarı
Bir kaza kurşunu bulur heryerde
Süvarisiz şaha kalkan atları..
Bir ruhun ışığı vardır göklerde
,Lambalar yanıyor,hafif ve sarı
Ötüyor baykuşlar harabelerde.

Bir lamba yanıyor,hafif ve sarı,
Titriyor yıldırım düşmüş gibi yer.
Bekledi arzuyla karanlıkları
Anneler,babalar,erkek kardeşler.
Ta içinde duyar ani bir ağrı,
Bir hüzün şarkısı tutturur gider
Anneler;babalar,erkek kardeşler.

Lambalar yanıyor,hafif ve sarı,
Her yatak dopdolu,bir yatak bomboş.
Bir neşe şarkısı tutturur gider.
Birinci,ikinci,üçüncü sarhoş;
Kurşunlar sıkılır göklere doğru,
Serçe yavruları yuvada titrer.
üLambalar yanıyor,hafif ve sarı..

Bir lamba yanıyor,hafif ve sarı;
İnce yelkenleri alıyor yeller
Titretir kalpleri ve bayrakları
Gemiden toprağa uzanan eller
Lambalar yanıyor,hafif ve sarı,
Bir yosun köküne hasret kalacak
Gizli hazineler,su yılanları...

III-Pişmanlık ve çileler

Bir rüzgar eser,yağmur yağar,tilkiler üşür,
Bir odun parçası aydınlatır ocağı.
Anne ateşin önünde perişan,
Anne ateşin içinde hür..
Rüzgar eser,yağmur yağar,tilkiler üşür.
Yağmurlar sırtıyla sırtımın arasındadır;
Şarkılar dudaklarıyla dudaklarımın.
Bin parçaya böldü beni bir divane sır
Sesi geliyor sesi günahkar çocukların;
Şarkılar dudaklarıyla dudaklarımın arasındadır.

Gönüller yanarak kavuşacaktı;
Yüzdeki ıstırap,çile ocağı,
Onun bu ocakta yanan toprağı,
Bir gece rüyamda avuçlarımı yaktı,
Gönüller yanarak kavuşacaktı.
Benim gözlerim yeşildir,onun gözleri kara;
Ben günah kadar beyazım,tövbe kadar kara.

Yorumlar