Şimdi sen SU olduğunu düşün.
Su kadar özel, su kadar faydalı ve
Su kadar özel, su kadar faydalı ve
Su gibi hayat kaynağı olduğunu düşün.
İnanıyorum ki gerçekten de öylesin !
Ama ister çeşmelerden dökül,
İnanıyorum ki gerçekten de öylesin !
Ama ister çeşmelerden dökül,
ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak;
Dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın!
Yani seni dinlemeyenlere, sesini duyuramazsın.
Unutma , daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin.
Gürültünün parçası olursun sadece...
Suyun yanında olanlar , suyu en az içenlerdir.
Çünkü; ? su nasılsa burada , lüzum yok ki içmeye? diye düşünürler..
Aynen, sesini sürekli duyanların , seni dinlemedikleri gibi !..
Su gibi yaşatıcı ol;
Sel gibi yıkıcı , sürükleyici ve öldürücü değil!
Sen bir su ol... Ama rahmet ol; Afet değil !
Vadiler varken önünde ve ovalar varken, yayılabileceğin;
Küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, hayat verirsin çevrene...
Ve yaşayabilirsin dünya dönmesine devam ettiği müddetçe !
Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen; korkulan ve kaçılan olursun, seller ve afetler gibi...
Tercih elindeydi hep ve hep de ?senin? ellerinde olacak !
Ya tutmayı öğreneceksin dilini veya hiç durmadan konuştuğun için,
Sadece bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara !
Yapman gereken şey ;
Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini ,
Düşüneceksin kimin dinleyip kimin dinlemediğini,
Düşüneceksin kimin anlayıp anlamadığını,
Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini,
Hatta anlayanların anladıklarında senin
anlattıklarının ne kadarı olduğunu düşüneceksin ..
Ve konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek,
En az ama en uygun kelimeleri seçmeye çalışacaksın !
Ağzını açıp şelâleden dökülen suyu içmeye çalışan bir tavşan gördün mü hiç?
Kaplanlar bile, içebilmek için suyun durulmasını bekler.
Beyni olan her yaratık gibi !
Simdi sen, SU olduğunu düşün.
Su kadar özel, su kadar faydalı ve su kadar tükenmez.
Su gibi hayat kaynağı olduğunu düşün.
Ve son olarak;
Su gibi bir küçük bardağın içine sığdır ki kendini;
Girebilmeyi öğren insanların damarlarına!..
Dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın!
Yani seni dinlemeyenlere, sesini duyuramazsın.
Unutma , daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin.
Gürültünün parçası olursun sadece...
Suyun yanında olanlar , suyu en az içenlerdir.
Çünkü; ? su nasılsa burada , lüzum yok ki içmeye? diye düşünürler..
Aynen, sesini sürekli duyanların , seni dinlemedikleri gibi !..
Su gibi yaşatıcı ol;
Sel gibi yıkıcı , sürükleyici ve öldürücü değil!
Sen bir su ol... Ama rahmet ol; Afet değil !
Vadiler varken önünde ve ovalar varken, yayılabileceğin;
Küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, hayat verirsin çevrene...
Ve yaşayabilirsin dünya dönmesine devam ettiği müddetçe !
Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen; korkulan ve kaçılan olursun, seller ve afetler gibi...
Tercih elindeydi hep ve hep de ?senin? ellerinde olacak !
Ya tutmayı öğreneceksin dilini veya hiç durmadan konuştuğun için,
Sadece bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara !
Yapman gereken şey ;
Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini ,
Düşüneceksin kimin dinleyip kimin dinlemediğini,
Düşüneceksin kimin anlayıp anlamadığını,
Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini,
Hatta anlayanların anladıklarında senin
anlattıklarının ne kadarı olduğunu düşüneceksin ..
Ve konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek,
En az ama en uygun kelimeleri seçmeye çalışacaksın !
Ağzını açıp şelâleden dökülen suyu içmeye çalışan bir tavşan gördün mü hiç?
Kaplanlar bile, içebilmek için suyun durulmasını bekler.
Beyni olan her yaratık gibi !
Simdi sen, SU olduğunu düşün.
Su kadar özel, su kadar faydalı ve su kadar tükenmez.
Su gibi hayat kaynağı olduğunu düşün.
Ve son olarak;
Su gibi bir küçük bardağın içine sığdır ki kendini;
Girebilmeyi öğren insanların damarlarına!..
HAYAT VER....
VAZGEÇİLMEZ OL !...
Yorumlar
Yorum Gönder